Baso, bazofil demektir ve vücudumuz için zararlı olabilecek yabancı maddelere karşı bağışıklık sistemimizin bir parçası olan akyuvarlardan biridir. Bazofil, yapılan kan sayımı ile ortaya çıkan akyuvar hücrelerini belirten parametrelerden biridir ve bazofilik lökosit olarak da bilinmektedir. Baso, lökositlerin alt grubu olan granülositlerdendir ve oda sıcaklığında yaklaşık 4-6 saat kadar stabildirler. Lökositler, çoğunluğu kemik iliği, lenf bezi ve dalakta yapılan renksiz ve çekirdekli hücrelerdir. En önemli görevi, vücudumuzu enfeksiyonlara ve dış etkenlere karşı korumaktır. Baso, lökositlerin içinde %0,5-1 oranında ve en az miktarda bulunan hücredir. Baso, periferik yayma testinde mikroskobik incelemede mor renkte görülmektedir. Bu mor görünümün sebebi, periferik yayma gibi boyalı mikroskobik incelemelerde sitoplazmik granüllerin bazik boyaları tutmasıdır. Bu nedenle mor renkte görünürler. Bazofilin en önemli görevi fagositoz yapabilmesidir ve vücut savunmasında önemli bir rolü vardır. Bazofillerin özellikleri şunlardır:
Bazofil yüksekliği genellikle alerjen bir maddeye temas edildiğinde ya da vücutta iltihaplı bir hastalığın var olduğu anlamına gelir. Bazı durumlarda ise kanser gibi ciddi hastalıklar ya da bağışıklık sistemi sorunları bazofil değerlerinin yüksek olmasına neden olabilir. Normal bazofil değerleri bir mikro litrede 200 hücreden azdır (200 hücre/mcL). Bir mikro litrede 2000 üzerinde bazofil bulunması ciddi bir hastalığın göstergesi olabilir. Kanda Baso Yüksekliği Hangi Durumlarda Görülür?
|