Vücudun herhangi bir yerinin, örneğin el, kol, bacak veya burun gibi bölgelerinin kanaması orucu bozmaz. Ancak ağız içinde diş etlerinin kanaması ve bu kanın yutulması durumu farklıdır. Dört hak mezhebe göre, ağız içi dolusu kanın yutulması orucu bozar. Fakat dişlerin arasından çıkan kan az miktarda ise ve yutulmamışsa, oruç bozulmaz. Genel itibarıyla, kanın vücuttan çıkması orucu bozmaz.

İnsan vücudundan şırınga yoluyla az miktarda kan alınması, o günkü orucun kazasını gerektirmez. Eğer çok miktarda kan alınmışsa, kişi şüpheye düşmemek ve sorumluluk hissetmemek adına orucunu kaza etmelidir. Tahlil amacıyla kan vermek orucu bozmaz; aksine, bu tür durumlarda oruç muaf tutulabilir. Ancak bir kimse, hastayı kurtarmak veya acil durumlarda kullanmak amacıyla çok miktarda kan verirse, bu durum hacemat (kan aldırma) ile kıyas edilerek orucu bozar. Fakat tahlil ve deney için verilen kan gibi az miktarlarda oruç bozulmaz.

Ramazan ayında, oruçlu iken ihtiyaç halinde kan aldırmak mümkündür ve caizdir. Ancak kan aldırmak oruç tutan kişiyi zayıf düşürüp oruç tutmasını zorlaştırıyorsa, bu mekruhtur. Hz. Peygamber'in oruç iken kan aldırdığı ancak aşırı miktarda kan aldırmaktan sakınılması gerektiği çeşitli hadislerde belirtilmiştir. Buna göre, oruçlu iken Ramazan ayında gece kan aldırmayı tercih etmek daha uygundur (İslam Fıkıh Ansiklopedisi).

Ek olarak, oruç tutarken dikkat edilmesi gereken diğer hususlar vardır. Örneğin, diş tedavisi sırasında kullanılan anestezik maddeler veya diş dolgusu orucu bozmaz. Ancak dikkatli olunmalı ve mümkünse bu tür işlemler iftar sonrasına bırakılmalıdır. Ayrıca, ilaç kullanımı gerektiren ciddi sağlık sorunları olan kimseler, oruç tutarken doktorlarına danışmalıdır.

Sonuç olarak, İslam fıkhına göre kan aldırma ve kan verme işlemleri orucu bozmaz, ancak miktar ve maksat önemlidir. Kan vermek veya almak gibi durumlarda, kişinin sağlığı ve dini yükümlülükleri dengeli bir şekilde göz önünde bulundurulmalıdır.